Haddini Bileceksin!

Had demek malumunuz sınır demek, limit demek. İnsanın kişisel becerilerinin bir sınırı, limiti vardı efendim. Bu sınırlar zamanla, düzenli ve bilinçli eğitimle ileriye çekilebilir.

Takımlarda insanlardan oluştuğu için; takımı oluşturan sporcuların yeteklerinin limitinde, takımın yapacakları sınırlıdır.

Bu yüzden bütçesi yeterli olan klübler; yetenekleri fazla olan, vucüdunu ve aklını kullanmada daha ileri düzeyde olduklarına inandıkları sporculara, yüksek meblalar ödeyerek; takımlarının yapabilecekleri limitleri artırmaya çalışırlar.

Uzun lafın kısası; Antalya Stadında iki takım var, birisi bu sezon ligi ikinci bitirirse başarısız sayılacak. Diğeri bu uzun lig maratonunda ligi sondan 4. bitirse yani ligten düşmezse başarılı sayılacak.

İkinci katogorideki takımlar, birinci katagoridekilerle karşılaşacakları iki maç içinde sezon başı hesap yaparken "0" diye hesaplarlar artısı olursa hesap dışı, güzel bir puandır. Onların rakipleri bellidir.

Şimdi bütün bu girişgahtan sonra akşamki maçın 89. dakikasını 1-1 yakalamışsın. Bir korner atılacak, kaleci hariç ne varsa birikmiş ceza sahasına. Hadi futbolcular bi gaza gelmiş. O takımın kenar yönetimi, hocası ne yapar Allah aşkına. Oyuna şimdi müdahale etmeyecekte ne zaman müdahale edecek!

Antalya spor kendi sahasında Fenerbahçeye 3-0 yenilse 1 hafta sonra unutulur. Çünkü bunda yadırgancak, yargılanacak bi şey yoktur. Fakat sen 89. dakikayı 1-1 bitir, son bir dakikada gol atacağım diye gol ye ve maçı kaybet.

Hemde ne gol. Bir değil iki değil, dört rakip futbolcuyu boş bırak. Adam kendi sahasından başıboş pozisyonda topu alıp kaleye kadar sürüyor.

Kendinesine 3 tane escort eşilk ediyor...

Bu affetilmez işte.

Bu bütün emekleri siler süpürür.

Bu, O takıma gönül veren herkesi , Antalya şehrini üzer.

Çok yazık oldu beyler...

Vede çok ayıp oldu!...