şeytanını bacağını kıraçağız diye, hep kendi kol bacağımızı kırdık. sakatsaraya döndü adımız.
hırslıydık ama yüreğimiz pırpır atıyordu.
hep olmadık anlarda, olmadık goller yedik.
alışkanlık gibi bi şey olmuştu.
bu eskişehirlerde de biz nasılsa yeneriz tripleri yapmışa benziyordu.
cimbom daha diriydi daha istekli. golüde erken bulduk.
ufukta iyi başlamıştı, iyi kurtarışlar yapmıştı. yine şansız bir hatayı yapmayıda ihmal etmedi.
dedik ya alışkanlık yapmıştı.
en çok beni üzende bu çoçuklarının morellerini kendine güvenlerini yiyip bitiriyordu.
beğenin beğenmeyin Rijkard yinede ikinci yarıya çıkarken takımını iyi monitve etmiş.
daha istekliydik.
sağ bekte bile doğru dürüst görev bulamayan serdar ters ayakta sol bekteydi mecburiyetten.
onların solundaki bizim eski volkana bakarken hani keşke satmasaydık der gibi bile olduk.
sonra oda ters ayakta yakalandı sağ ayağıyla uzaklaştıramadığı topu gol oldu.
maç esnasında ardayla o kadar yan yana geldiler ki belki eski anıları canlandı ardanın topunu asist sanıp golu yazdı.
eski bir dosttan güzel bir hediyeydi. gerçektende çok makbule geçti
bu ardayıda rahatlattı.
golden sonra oda eski günleri anımsattı bize.
biz bu günleri atlatacağız...
bunu oyuncuların gözünde belki göremiyrosunuz.
belki pek yatsıtmıyor da ama ben hocanın gözünde görüyorum bunu.
sizde dikkatlı bakın...
bu adam bu şekilde rezaleti kabullenip gitmez
bu takım çok daha iyi yerlere gelecek...
ohhhh beeee!
30 Ağustos 2010 Pazartesi
sonu yoktu!
27 Ağustos 2010 Cuma
İmkansız bir sevdaydı bizimkisi, olmayacak bir umut, çaresiz bir karasevda.
zengin fabrikatör kızıyla, mahallenin, yakışıklı, namuslu ama fakir oğlanın aşkı gibi.üstelik kızın alımlı çalımlı, zengin talipleride bir hayli fazlayken...
ve o fakir oğlan gibi rüyadan uyandı Ukraynada...
hayatın gerçekleri var; ama sevdadan gözümüz kararmış, hiç aynaya bakmıyoruz.
gerçi daha önceden başarmışlığımızda var...
bir kere oldu yine olur diyoruz.
oldu ama nasıl oldu demiyoruz.
bir Galatasaray yönetici eskisi, şimdinin spor yorumcucu " bu kadro, o kadrodan daha pahalı" demeye getiriyor lafı.
hadi be...
hocanın eline verin bir Hagi, bir Popescu, bir Taferal ne bileyim adam gibi sol bek mesela bir Küçük Hakan, ve beğenmedikleri bir Hakan Şükür.
Şu an var mı elinde adını unuttuğumuz Caponenin ayarında bir defans oyuncusu?
Beşiktaşın kadrosuna bak, ya FB kadrosu?
Türkiye ligindede bunlarla mücadele edeceğiz.
akşamki GS kadrosundan kaç tane futbolcuyu oynatır kendi takımnda Schuster?
Türkiye liginde bile ne yapabileceği muamma olan bir kadro artı birde UEFA ligini nasıl çıkarır?
sonu yoktu?
bari hayalide çabuk bitsin.
başarı hayal etmekle ama gerçekleri bilmekle elde edilir...
straji, taktik, oyun kurgusu hayale göre değil; gerçeklere göre yapılır!
ve Mesut Real Madrid'te
18 Ağustos 2010 Çarşamba
Türk Milli takımını tercih etmemişti.
bahanesi Almanların daha içten tavırları vs. idi...
kabahati birazda kendimizde aramamamız lazım gibi...
Yıldıray olayı ortada!
Mesut AlmaNları değil bizi seçseydi ne olurdu?
Real Madrid olurmuydu?
Ya Yıldıray yıllar önce almanları seçseydi?
***
fal açmaya gerek yok...
onu dünya kupasında izlerken keyiflendik, gururlandık...
şimdi Real Madrit'teki ilk Türk diye yazıyor İspanyol basını...
ve biz keyif almaya ve gururlanmaya devam edeceğiz İNŞALLAH?
Sivas maçı
15 Ağustos 2010 Pazar
