skip to main | skip to sidebar

About me

Fotoğrafım
cheshni
Profilimin tamamını görüntüle
Paylas

Arşiv

  • ▼ 2011 (1)
    • ▼ Temmuz (1)
      • Şike
  • ► 2010 (4)
    • ► Ağustos (4)
  • ► 2009 (69)
    • ► Kasım (11)
    • ► Ekim (18)
    • ► Eylül (40)

İzleyiciler

Son Yorumlar

Kolay İngilizce

WordTest.com - Kelime Öğrenmenin En Hızlı Yolu

Translate to ..

FEEDJIT Live Traffic Feed

Google Analytics Alternative
Futtop

Şike

3 Temmuz 2011 Pazar

"şikenin belgesi olmaz" derlerdi. hep buna inanıldı. belkide bu yüzden hepte söylentide kaldı.
nasılsa belgesi yok kim yakalanacak, nasıl yaklanacak .
eh sonuçta bahsi geçenler ufak tefek değil, klüp yönetici, klüp başkanı...
yani; kelli felli adamlar.
***
Sonra, koskoca ergenekona, paşalara dokunan Türk Yargısı "biz ne keller, ne feller gördük" deyip alıverdi içeri.. yaldızlı, yıldızlı adamları...
***
her yer didik didik.
her yere bakılıyor.
"belgesi olmaz" lafına inat çarşaf çarşaf belge çıkacak gibi...
***
olsun be dostum...
yapanlar yakalansın, emeğe saygı olsun...

saat: 18:24 5 yorum  

ohhhh beeee!

30 Ağustos 2010 Pazartesi

şeytanını bacağını kıraçağız diye, hep kendi kol bacağımızı kırdık. sakatsaraya döndü adımız.
hırslıydık ama yüreğimiz pırpır atıyordu.
hep olmadık anlarda, olmadık goller yedik.
alışkanlık gibi bi şey olmuştu.
bu eskişehirlerde de biz nasılsa yeneriz tripleri yapmışa benziyordu.
cimbom daha diriydi daha istekli. golüde erken bulduk.
ufukta iyi başlamıştı, iyi kurtarışlar yapmıştı. yine şansız bir hatayı yapmayıda ihmal etmedi.
dedik ya alışkanlık yapmıştı.
en çok beni üzende bu çoçuklarının morellerini kendine güvenlerini yiyip bitiriyordu.
beğenin beğenmeyin Rijkard yinede ikinci yarıya çıkarken takımını iyi monitve etmiş.
daha istekliydik.
sağ bekte bile doğru dürüst görev bulamayan serdar ters ayakta sol bekteydi mecburiyetten.
onların solundaki bizim eski volkana bakarken hani keşke satmasaydık der gibi bile olduk.
sonra oda ters ayakta yakalandı sağ ayağıyla uzaklaştıramadığı topu gol oldu.
maç esnasında ardayla o kadar yan yana geldiler ki belki eski anıları canlandı ardanın topunu asist sanıp golu yazdı.
eski bir dosttan güzel bir hediyeydi. gerçektende çok makbule geçti
bu ardayıda rahatlattı.
golden sonra oda eski günleri anımsattı bize.
biz bu günleri atlatacağız...
bunu oyuncuların gözünde belki göremiyrosunuz.
belki pek yatsıtmıyor da ama ben hocanın gözünde görüyorum bunu.
sizde dikkatlı bakın...
bu adam bu şekilde rezaleti kabullenip gitmez
bu takım çok daha iyi yerlere gelecek...

saat: 00:05 0 yorum  

sonu yoktu!

27 Ağustos 2010 Cuma

İmkansız bir sevdaydı bizimkisi, olmayacak bir umut, çaresiz bir karasevda.
zengin fabrikatör kızıyla, mahallenin, yakışıklı, namuslu ama fakir oğlanın aşkı gibi.
üstelik kızın alımlı çalımlı, zengin talipleride bir hayli fazlayken...
ve o fakir oğlan gibi rüyadan uyandı Ukraynada...
hayatın gerçekleri var; ama sevdadan gözümüz kararmış, hiç aynaya bakmıyoruz.
gerçi daha önceden başarmışlığımızda var...
bir kere oldu yine olur diyoruz.
oldu ama nasıl oldu demiyoruz.
bir Galatasaray yönetici eskisi, şimdinin spor yorumcucu " bu kadro, o kadrodan daha pahalı" demeye getiriyor lafı.
hadi be...
hocanın eline verin bir Hagi, bir Popescu, bir Taferal ne bileyim adam gibi sol bek mesela bir Küçük Hakan, ve beğenmedikleri bir Hakan Şükür.
Şu an var mı elinde adını unuttuğumuz Caponenin ayarında bir defans oyuncusu?
Beşiktaşın kadrosuna bak, ya FB kadrosu?
Türkiye ligindede bunlarla mücadele edeceğiz.
akşamki GS kadrosundan kaç tane futbolcuyu oynatır kendi takımnda Schuster?
Türkiye liginde bile ne yapabileceği muamma olan bir kadro artı birde UEFA ligini nasıl çıkarır?
sonu yoktu?
bari hayalide çabuk bitsin.
başarı hayal etmekle ama gerçekleri bilmekle elde edilir...
straji, taktik, oyun kurgusu hayale göre değil; gerçeklere göre yapılır!

saat: 12:26 0 yorum  

ve Mesut Real Madrid'te

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Türk Milli takımını tercih etmemişti.
bahanesi Almanların daha içten tavırları vs. idi...
kabahati birazda kendimizde aramamamız lazım gibi...
Yıldıray olayı ortada!
Mesut AlmaNları değil bizi seçseydi ne olurdu?
Real Madrid olurmuydu?
Ya Yıldıray yıllar önce almanları seçseydi?
***
fal açmaya gerek yok...
onu dünya kupasında izlerken keyiflendik, gururlandık...
şimdi Real Madrit'teki ilk Türk diye yazıyor İspanyol basını...
ve biz keyif almaya ve gururlanmaya devam edeceğiz İNŞALLAH?

saat: 01:24 0 yorum  

Sivas maçı

15 Ağustos 2010 Pazar

"Sivas bizden daha iyiydi. Daha hazır..." dedi, Galatasarayı hazırlaması gereken hoca.
Milli takımlarda oynayan oyuncularınında hazırlık maçlarında 90 dakika oynatılmasıneleştirdi, birde...
Yinede hazır değildik itirafı bile bi şeyler yapılması gerektiğinin anlaşıldığını gösteriyor.
Fakat görülmeyen bi şey var ya da ben yanlış görüyorum ya da kanıksandı artık, bir kanıksamayan benmiyim. O da şu yan top zafiyetimiz. Hani eskiler bir korner yarım gol derlerdi, ahanda bizim cimbom için söylenmiş bir söz işte. Korner, serbest atış olunca yüreğimiz ağzımıza geliyor.
Aslında dillendirmese de Rijkard'ta bunun farkında. Golden önce verilen faul olmayan, faul için, çok fazla tepki gösterdi. Nasılsa kafayı bizimkiler vurur ya da Aykut'um tutar diye düşünebilseydi, bu kadar sinirlenmezdi.
Yan toplarda kale direklerine hala adam konmuyor, sanki çok iyimişik gibi.
Bir sözde Servet'e çok fazla konuşmaya başladı hoca beni geçen sene son maçlarda niye oynatmadı diye. Keşke bu maçta oynatmasaydı. Söz yan toptan ve Servet'ten açılmışken siz kaç kez gördünüz ikisinin uyuştuğunu, yani Servet efendi o boyuna, o kalıbına karşı, aslanlar gibi çıkıp kaç yan top kesti?
Bu takıma en iyisinden bir kaleci, bir stoper bir ortasaha şart. Rakipler parzardan elma armut alır gibi seçe seçe alıyorlar, bizimkilerde son zamanı yani pazar artığını bekliyorlar galiba? Çünkü alınabilecek sakat oyuncuda kalmadı... Bir baksanıza bu sene sözleşme yapılan Kewell ve Baroş dahil sözleşme yapılanların çoğu sakat...
Rijkardın saha kenarında çıldırışının, sesiz feryadının bir yorumuda bu bence...

saat: 22:46 0 yorum  

Frikik böyle olur.

26 Kasım 2009 Perşembe



1993 yılından Göteborg-PSV arasında oynanan maçta, Michael Nilsson'un attığı gol gelmiş geçmiş en iyi 50 gol arasına girmeyi başardı. Barajın sağ üst köşesinde vurduğu fasolu vuruş baraşın arkasını dolanıp sol alt taraftan gol oluyor. Şahane bir faso ve aynı zamanda sert bir vuruş... Acaba topu oraya mı atmak istedi?

saat: 14:46 0 yorum  

Etiketler: video

Maradona'mısın?

15 Kasım 2009 Pazar

Norveç'in 2. lig ekiplerinden Mjondalen'li Hansen; Maradona'yı anımsattı.

Kendi sahasında, kaleciden aldığı topu, ağır sahada gayet süratli sürüp, güzel bir gol attı

saat: 16:33 0 yorum  

Etiketler: gol, video

"Ayıboğan Servet"

13 Kasım 2009 Cuma

İngiliz sport.co.uk sitesi 'dünyanın en ilginç 10 lakabı' sıralamasında Galatasaraylı, milli stoperi ilk sıraya aldı.

Yazıda servet Çetinin; Biyonik Servet ve "Terminatör Servet" gibi birden fazla lakabı olduğunu belirtilmekte. Elmacık kemiğinin sakatlanmasından sonra Servetin maskeyle oynadığı ve maskenin ona ayı gibi korkunç bir görüntü verdiğini yazılmakta.
Bizim bir iki internet sitesinde bu haber sitemli bir şekilde
verilmiş. "İngilizler Servet'e ayıp etti." başlığını atmışlar. Elinoğlu bizim oğlana ayıboğan dedi ,
yandaki bu ayı resmini kullandı diye darılmışlar İngilizlere.
Biz derken iyi, İngiliz deyince kötü. Bizimki övgü, elinki sövgü mü?
Bence gayet hoş bir haber ve de Servet'te hakeret etme değil övme var. Yazıda Servetin ne kadar güçlü olduğu vurgulanıyor. Bu vesileyle; İngiliz Premier liginin üst düzey klüblerinin Servetle ilgilendiğini yazıyor. Yazının sonunda da Chealse'nin yıldızı Didier Drogba'nın Servet hakkında söylediği şu söz var: " Servet bir şeytan. Arkada O'nun nefesini duymak, titretiyor"

saat: 13:27 0 yorum  

Almanya 1 numarasına ağlıyor...

12 Kasım 2009 Perşembe

Psikolojik sorunları vardı. Bu konuda profesyonel destekte alıyordu. Hemde uzun süredir

Aslında binlerce kimsenin olmak istediği yerdeydi. Başarılıydı; bu yüzden Alman milli takımın 1 numarsına kadar yükselmişti, bu yüzden 1 numara takımlardan Barcelona onu 1 numarsı yapmak istemişti.

Ama o kafayı başardıklarından, kazandıklarından çok; başaramaya takmıştı. Tuttuğu toplar değil de tutamaycağı toplar kafasını meşkul ediyordu. Bu kaybetme psikozundayken birde kızını kaybetince; kaybetme korkusu büyüdükçe büyüdü. En sonunda kendini tamamen kaybetip; hayatını tutmaktan vazgeçti; bu son golü yiyip, bir daha gol yememiyi seçti...

Futbol takımında 10 kişi topa ayaklarıyla vurur, koşturur dururlar, sadece kaleci direklerin dibinden ayrılmaz,ayrılamaz; oyun diğer kalaye yığılsa bile o bekler; ne olur ne olmaz, beklemektir onun işi. Çünkü; onun tutuğu toplar değil; tutamadığı toplar sayılır. Psikolojisi sağlam değilse, kendine güveni tam değilse; bir kalecinin kaybetme korkusuna kapılmaması, topu tutamama vehmine tutulmaması hiçten bile değildir.
Ne diyelim; kötü bir gidiş; Allah (c.c.) kimseye vermesin böyle ayrılık. Giden içinde, geride kalan içinde; kötünün kötüsü...

saat: 11:16 0 yorum  

Stada giderken yanınızda ne götürürsünüz?

11 Kasım 2009 Çarşamba

Bir düşünün büyük bir maçı izlemeye gidiyorsunuz, o maçta Chelsea - Manchester United maçı. Hani şu Chelsea'nin MANU'yu 1-0 yendiği maç. O maç giderken yanınızda ne götürsünüz?

Belki; Su, içecek, bir kaç atıştırmalık, hatta sarma, dolma...

Belki, maç başlamadan, beklerken okumak için bi şeyler.

Hatta; rakip taraftarlar için sopa, döner bıçağı, bilimum saplayıcı ve yaralayıcı alet edevat...

Aklınıza başka ne gelir? Şunuda cebibe koymalıyım, çantada bulunsun dediğiniz; herhangi bi şey?

Yoksa...

Videoyu izleyenin, görün, bir daha maça giderken, yanınıza almayı unutmayın...

Sakın ahh... Aman diyeyim...

saat: 12:09 0 yorum  

Etiketler: video

Tuncay, Tuncay olalı böyle zulüm görmedi!

9 Kasım 2009 Pazartesi

Premier Lig'de Stoke City, Hull'a 2-1 yenilirken milli futbolcumuz Tuncay Şanlı, futbol kariyerinin en büyük şokunu yaşadı. Oyuna giren Tuncay, sadece 7 dakika sahada kaldıktan sonra kenara alındı.
Hull deplasmanında Etherington ile öne geçen Stoke, Olofinjana'nın golüne engel olamayınca skor 1-1'e geldi. 81. dakikada Fuller'in yerine oyuna giren milli futbolcumuz, takımının galibiyet umuduydu. Ancak 86. dakikada defans oyuncusu Faye'nin kırmızı kart görmesi, Tuncay'ın Ada kariyerinin en zor dakikalarının başlamasına sebep oldu. Stoke'nin menajeri Tony Pulis, 88'de Tuncay'ı alıp yerine Wilkinson'ı sahaya sürerken, herkes şaşırdı. Galibiyet için oyuna alınan yıldız futbolcu, sinirli bir şekilde soyunma odasına gitti ama Pulis'in bu hamlesi takımını kurtarmaya yetmedi. 90. dakikada Hasselink, Hull'a 2-1'lik galibiyeti getiren gole imza attı.
***
En kötü karar bile karrasızlıktan iyidir. 81. dakikada galibiyeti düşünürken; 88. dakikada skoru koruma telaşıyla, oyuna yeni giren futbolcunu da refüze ediyorsun. Bunun adına tıp dilinde panik atak denir. Hiç mi çıkacak oyuncu yoktu. 2 dakika yokluğu hissedilmeyecek bir oyuncu mesela. Muhakak incelesek bu iki daaikada ayağına top değmemiş bir oyuncu bile çıkabilir!
Anlaşışıyor ki bu hoca bizim çocuğu gözünde silmiş...
Bu sezon, bu hocayla senin için bitmez Tuncay'ım!

saat: 12:09 0 yorum  

‘1 dakika ile Barış’ı kaçırdık!’

Maç sonunda Rijkaard, Barış’ın gördüğü kırmızı kartla ilgili olarak, “Devre arasında Barış’la konuşup, ikinci sarı kartı görmemesi için uyardık. Ama şanssız bir dakika yaşadı ve kırmızı kart gördü. Kırmızı kart görmeden bir dakika önce Barış’ı çıkarmayı düşündüm ama sanırım geç kaldık” ifadesini kullandı.
Maçı seyreden herkes Barış'ın kırmızı kartı yiyeceğini tahmin etti. Bunu anlaşılan Hoca'da görmüş. Açık açık demiyor ama yerine kimi koyacağına karar veremedi bence, bir kumar oynadı ...
Barış çift yönlü oyunda olan bir futbolcu. Ofansif yönüde, defansif yönüde var. Gol beceriside olan, golü kovalayabilen bir oyuncu. Arda'nın golünde atak onunla başlamıştı. Hoca'nın iki seçeneği vardı Barış'ın yeri için; ya sadece ofansif oynayan Eleno, ya defansif yönü ağır basan ve sakatlıktan yeni çıkan Linderoth?
Aslında Barış ikinci sarıyı agresifliğinden değil, kusura bakamsın salaklığından yedi. Gereksiz bir topa el ile oynama. Birinci sarıyıda dilinin belasına yemişti. Birinci sarıyı yedikten sonra birazda Diyarbakırlı Futbolcular, Barışı Provöke etmeye çalıştı. Özelikle bir pozisyonda Tolga, Penaltı bekleyen Barışı iterek "birer sarı yiyelim sende ikinciden kenara gidersin" diye düşündü ama Hakem olayı gereçkten iyi süzdü. Ben maçtan günlerce önce bağırıp, sızlayan, ağlayan Diyarbakırlıları üzmemek için Barışıda kart göstereceğini düşündüm fakat Tolga Özkalfa beni yanılttı!. O kart gelseydi Galatasarayın işi o zaman zorlanırdı maç henüz 1-0 idi. En azından gole ihtiyac yokken geldi ikinci sarı ve kırmızı.
Hoca'ya, neden Barışı çıkarmadın diyenler, maçı iyice analiz etsin, kendilerini onun yerine koyarak düşünsün ve konuşsun lütfen. Uzaktan gazel okumak kolay. Barışın en agresif olduğu ve provöke edildiği zaman Galatasaray 1-0 mağlup, yukarıda bahsettiğim gibi; Eleno ve Linderoth arasında nasıl bir tercih yapacaktı. Maçın bütününü düşünün; bence Hoca kumar oynadı Barışı oyunda tuttu ve kazandı!

saat: 11:49 0 yorum  

10 Numara Maç!

Bordeaux'un puan kaybetmesinin ardından büyük önem kazanan maç golle başladı. 2. dakikada Pjanic'in golüyle öne geçen Lyon, Diawara'nın golüne engel olamadı ve skora denge geldi. Ancak bu golün iki dakika sonrasında Govou ev sahibini bir kez daha öne geçirdi. İlk yarının son dakikasında Cheyrou skora bir kez daha denge getirirken, 47. dakikada Kone konuk ekibi ilk kez öne geçirdi. Marsilya 79. dakikada Brandao ile farkı ikiye çıkardı ve takımını iyice rahatlattı. Herkes maçın bittiğini düşürken, herşey yeniden başladı ve son 10 dakikada tam 4 gol oldu.

Önce 81. dakikada Lisandro farkı bire indirdi. Ardından Heinze'nin eline çarpan top sonucunda Lyon, bir penaltı kazandı ve Arjantinli skora dengeyi getirdi. 90. dakikada 10 dakika önce maçı kaybettiğini düşünen Lyon, adeta altın buldu. Pjanic'in hazırladığı pozisyon sonunda Bastos, ev sahibini öne geçirdi. Ancak 93. dakikada Lyon defansı inanılmaz bir hata yaptı ve Mbia maçın sonucunu 5-5 olarak belirledi.

İnanılmaz bir gol düellosuna sahne olan mücadele 5-5 sona ererken, bu karşılaşmanın en karlı takımı Bordeaux oldu.

saat: 11:38 5 yorum  

Etiketler: video

Penaltı üzerine bir çeşitleme.

8 Kasım 2009 Pazar


5 Aralık 1982'de oynanan Ajax - Helmond Sport maçında efsanevi futbolcu Johan Cruyff, ilginç bir penaltı golü kaydetti. Maçı da Ajax 5-0 kazandı.
Johan Cruyff alışılmışn dışınd apenaltıyı direk kaleye vurmaktansa bir takım arkadaşına pas olarak kulanıyor. Arkadaşı kaleciyle karşıkarşıya kaldığında tekrar Cruyff'a topu vererek boş kaleye atmasını sağlıyor.
Topa ikinci olarak müdalehe eden futbolcu, atış kullanılmadan önce ceza sahası dışındaysa ve bu paslaşma esnasında ofsayta dikkat edip pası alan futbolcu daha gerideyse; gol geçerli olur ki, hakemde bunu yapıyor.
Biraç kulağı ters koluyla göstermeye benziyor ama unutlmazlar arasına giriyor bu pozisyon. Normal kulanılmış bir penaltı olsaydı maçın 5. golünü, hemde bir penaltı gölünü kim hatırlardı.

saat: 13:19 0 yorum  

Topu iğne deliğinden geçirdi!

Bir İspanya derbysi vardı, bu hafta. Atletico Madrid - Real Madrid. İki Madrid takımının karşılaşmasında; derbye yakışan bir futbol oldu. Gecenin futbol adına en güzel hareketi; Real Madrid'li Marcelo'nun attığı ikinci goldü.

İzleyemenler vetekrar izlemek isteyenler için golün videosu...

saat: 13:11 0 yorum  

Etiketler: video

Ercan Saatçi ve Metin Özülkü'den Galatasaray'a küfür.

1 Kasım 2009 Pazar

FB TV'de Program yapan Fenerbahçeli sanatçı! Ercan Saatçi, Metin Özülkü'yü konuk ederken programa, söz Galatasaray derbysinden açılıyor ve iki sanatcı! Galatasaray televizyon ekranından küfür ediyor. nerede olduklarını ilk farkeden Metin Özülükü oluyor, "bu küfürleri yayınlamayacaksınız değilmi, bayan izleyecilerde vardır, ayıp olur gibisinden" konuşuyor. Ercan Bey! de çek etmek maksadıyla arkasındaki set ekibine dönüyor.

Yani sadece bayan izleyicilere ayıp olur öyle mi? Yüzyıllık derbiyide kahvehane muhabetine çevirdiniz ya ekrandan helal olsun size.

İnternette, Galatasaray forumlarında olay çok büyük yankı buldu. Papazın çayırında yapılanlardan sonra, bu küfür üstüne tuz biber ekti.

Bütün bunlarn sorumlularının kim olduğunu herkes çok iyi bilyor.

Keita'ya atılan suyu bile Galatasary taraftarı attı diyerek sıyrılmaya, zihin bulandırmaya çalışan fenerbahçe medyası acaba nasıl bir yöntem izlyerek aslında bu küfürleri Galatasaraylılar etti ekrandan diyecekler çok merak ediyorum.

Derler derler, onlar bir yolunu bulur derler.

saat: 10:08 1 yorum  

Etiketler: video

Top 10 Dünya Kupası Takım Gölü

31 Ekim 2009 Cumartesi

Dünya kupalarında, güzel bir organize ve bunu süsleyen güzel bir vuruşla atılan goller...

saat: 12:13 0 yorum  

Etiketler: gol, video

Görmemişin Alex'i olmuş, tutmuş şeyini koparmış!

29 Ekim 2009 Perşembe

Spor medyasında bir yaygara;" Dunga Alex'i neden milli takıma almıyor! Derbyi izlemedimi." babından bir dizi Alex şaşası... Hatta; " Dunga kör, uzağız göremiyor!" diye yazanlar bile oldu..
Dunga uzağı göremiyor diyenler, bi doktora gitsinler önce onlarda yakınını burunlarının dipini göremiyorlar...
Allah aşkına Alex ne yaptı bu maçta? 2 gol attı diyeceksiniz. Birinicisi ofsayt, ikincisi penaltıdan...
Başka...
Hadi söyleyin maçın neresinde vardı? Hile yok ama! Vicdanınız sesini dinleyerek söyleyin. Ah birde gözlükleriniz takarak seyredin maçı lütfen...
O maçı Alex almadı.
O maçın etkenleri bambaşka, çoğuda psikolojik...

saat: 11:44 0 yorum  

5 en iyi Frikik

27 Ekim 2009 Salı

Futbol tutkunları için seyretmesi her zama çok zevkli olan aksiyondur, "frikik"... Futbolcu ne kadar güçlüyse, ne kadar topa hakimse o kadar çok zevk verir seyirciye. Frikikte topa hükmeden bir ayakatan çıkan sert bir şut sonucu oluşan gol; seyri zevkini tamamlar...

saat: 17:00 0 yorum  

Etiketler: video

Kapıdan Sedye

Avrupa birliği ülkesi İspanyadan 2. lig manzarası. Sahada setye yok. Bir kapıyı söküp geliyorlar.

Bizde olsaydı; kapı sökülmezdi. Bir kişi bacaklardan, bir kişide omuzlardan tutup, karga tulumba götürürdük. Biz daha hızlıyızdır bu konuda :)

saat: 16:51 1 yorum  

Etiketler: video

Kayahan'ın "Mor Menekşe Pişmanlığı"

Radyospor'a konuşan Kayahan "Keita atılmasaydı belki Galatasaray daha iyi bir maç çıkarabilirdi. Maalesef atıldı ve maç orada bitti. Galatasaray’la Fenerbahçe arasında 5 puan fark oluştu. Bu da pek hoş olmadı. Beni üzen de benim, “Mor menekşe” adlı şarkımın Fenerbahçe tribünleri tarafından kullanılmasıydı.
Fanatik bir Galatasaraylı değilim fakat tabii ki üzüldüm. Ama Fenerbahçe daha iyi oynadı ben de bu nedenle onları kutluyorum. Biz bir takım gibi olamadık. Sonuç olarak da mağlubiyet geldi." dedi.
***
İronik bir durum aslında; Galatasaraylısınız ama ezeli rakibiniz sizin eserinizi kullanıp, çok sevdiğiniz takımınıza hakaret ediyor... Bunun tam tersi Fenerbahçeli bir sanatcı içinde geçerli...
Hukuk devletiyiz ama bunu engelleyen bir kanun olduğunu sanmıyorum... Sanatçıların telif hakkı sorunları bile çözülemedi doğru dürüst...
Büyük olasılıkla şimdi Fenerbahçe taraftarının hedefinde Kayahan bile olur, bu demeçten sonra! Belki başka bir Kayahan şarkısıyla!

saat: 11:47 0 yorum  

Öpeyimde Geçsin!

Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde yaşanan olayların arasında ilginç bir detay gözlerden kaçmadı. Keita'nın yumruğu ile yere devrilen Roberto Carlos bir süre yerde acılar içinde kıvrandı.

Hakem Bünyamin Gezer, Fenerbahçe kulüp doktorlarını tedavi için sahaya davet etti. Doktor Ertuğrul Karanlık, Brezilyalı futbolcunun kafasına önce buz tedavisi uyguladı. Karanlık ardından şaşkın bakışlar arasında eğilip Roberto Carlos'un yüzüne bir öpücük kondurdu. Brezilyalı futbolcu da bu öpücüğün ardından ayağa kalkıp oyuna döndü.

Belçika gazeteleri bu olayı "Türkler Roberto Carlos'u öpücükle tedavi etti" diye yorumladı.
(Milliyet 27-10-2009)

***
Maç 2-1, Galatasaray'da üstündeki tutukluğu biraz atmış gibi 2. yarı, ataçağı bir gol Fenerbahçe'de strese sebep olabilir. Bu ortamda Keita gibi bir rakip oyuncuya kırmızı kart göstermek, gol kadar sevindiricidir Fenerbahçe tarafında. Doktorda sonuçta taraftar.
Eh Hipokrat yemininde de yoktur "rakibine kırmızı kart gördüren futbolcu öpülmez" diye bir şey...

saat: 11:27 0 yorum  

Önceki Kayıtlar Ana Sayfa
Kaydol: Kayıtlar (Atom)

Blog Design by Gisele Jaquenod

Work under CC License.

Creative Commons License