Psikolojik sorunları vardı. Bu konuda profesyonel destekte alıyordu. Hemde uzun süredir
Aslında binlerce kimsenin olmak istediği yerdeydi. Başarılıydı; bu yüzden Alman milli takımın 1 numarsına kadar yükselmişti, bu yüzden 1 numara takımlardan Barcelona onu 1 numarsı yapmak istemişti.
Ama o kafayı başardıklarından, kazandıklarından çok; başaramaya takmıştı. Tuttuğu toplar değil de tutamaycağı toplar kafasını meşkul ediyordu. Bu kaybetme psikozundayken birde kızını kaybetince; kaybetme korkusu büyüdükçe büyüdü. En sonunda kendini tamamen kaybetip; hayatını tutmaktan vazgeçti; bu son golü yiyip, bir daha gol yememiyi seçti...
Futbol takımında 10 kişi topa ayaklarıyla vurur, koşturur dururlar, sadece kaleci direklerin dibinden ayrılmaz,ayrılamaz; oyun diğer kalaye yığılsa bile o bekler; ne olur ne olmaz, beklemektir onun işi. Çünkü; onun tutuğu toplar değil; tutamadığı toplar sayılır. Psikolojisi sağlam değilse, kendine güveni tam değilse; bir kalecinin kaybetme korkusuna kapılmaması, topu tutamama vehmine tutulmaması hiçten bile değildir.
Ne diyelim; kötü bir gidiş; Allah (c.c.) kimseye vermesin böyle ayrılık. Giden içinde, geride kalan içinde; kötünün kötüsü...
Almanya 1 numarasına ağlıyor...
12 Kasım 2009 Perşembe
saat: 11:16
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder